İçeriğe geç

Akıcı ve güzel nasıl konuşulur ?

Akıcı ve Güzel Nasıl Konuşulur? İzmir Usulü

Düşünsene, bir akşam arkadaş grubunda herkesin gözleri üzerinde, senin konuşmanı bekliyorlar. Konu ne mi? Tabi ki yine herkesin bildiği o meşhur “akıcı ve güzel nasıl konuşulur?” sorusu. Ve sen, koca bir İzmirli olarak, “Ya ben bu konuda uzmanım!” diyerek devreye giriyorsun.

Ama işte, içten içe çok fazla düşünüp, en doğru kelimeleri seçmeye çalışırken, “acaba çok mu abartıyorum?” diye de sorgulamıyor değilsin. Ama tabii ki dışarıdan biri sana baksan “bu çocuk akıcı ve güzel konuşuyor işte” diyor, sen ise içinde bir dünya fırtına koparıyorsun.

Bence en önemlisi de şu: Akıcı ve güzel konuşmak, sadece kelimeleri doğru sıralamak değil, o anki ruh haline, ses tonuna, hatta parmak uçlarında hissettiğin ritme bağlı.

1. Düşünmeden Konuşmak mı? Yoksa Fazla Mı Düşünmek?

Bazen, akıcı ve güzel konuşmanın sırrı, doğru zamanda hiç düşünmeden konuşabilmekte. Ama bu, düşünmeden lafı giydirmek değil! Kimi insanlar var, lafı koyar, kimseye bakmaz, ama ne söyleseler doğru çıkar. İşte, “güzel konuşma” dediğimizde, o noktada işler biraz karmaşıklaşabiliyor.

Mesela geçen akşam arkadaş grubumda şöyle bir diyalog geçti:

Ben: “Bence şimdi iş yerinde yapılan yanlışlar, aslında sadece yönetim değil, aslında sistemin kendisiyle alakalı.”

Arkadaşım: “Ooo, profesör olmuşsun! En son kısımları ben de dinleyemedim, ama tamam!”

İşte burada ben bir an için durup düşündüm: “Ya, bu cümleyi kurarken çok mu ağır oldum?” Ama sonra fark ettim ki, aslında dilin akıcı olması, biraz da etrafına kulak vermekle ilgili. Yani fazla düşünmeden, doğal bir şekilde konuşmak da bazen güzeldir.

Tabii ki her konuya böyle derinlemesine dalmak gerekmez. Mesela kahve almak için dükkanın kapısına girdiğinde, “Bana bir sade filtre, lütfen” demek de bazen yeterlidir.

2. Kısacık, Net, Ama Duygusal

Günlük hayatta, çok uzun ve karmaşık cümleler kurmak, akıcı bir konuşma yapmak yerine seni boğabilir. Örneğin, birkaç gün önce toplandık, kahve içiyoruz arkadaşlarla. Herkesin dilinde aynı soru: “Ne yapalım, bu akşam?”

Ben: “Ne yapalım? Zaten her akşam aynı şey, gel, akşam yemeğinde şu pizza olayını halledelim.”

Arkadaşım: “Ya böyle ne kadar net konuştun, akıcı ve güzel dedikleri bu herhalde!”

Bazen mesele, doğru kelimeleri bulmaktan çok, insanlara ne hissettirdiğini bildiğinde vücuda geliyor. Akıcı ve güzel konuşmak için ses tonunu değiştirmeye gerek yok; az ama öz. Duyguyu taşımak yeterli. Konuyu anlatırken gereksiz detaya girmediğinde, hem senin kafan rahat olur, hem de dinleyen kişi. Kimse o karmaşık cümleleri çözmeye çalışmak istemez zaten.

3. Komik Olmayı Bırakma, Ama Abartma!

Güzel konuşmak demek, bazen çok ciddi olmak demek değildir. İroni, espirili yaklaşımlar da bu işin içine girer. Çünkü bazen ortamın ciddiyetine göre “akıcı ve güzel konuşmak” farklı bir hale gelir. Ben mesela, bazı ortamda fazla espri yapmayı seviyorum. Ama bazen de, durumu abartıp, herkesin gülmesine yol açıyorum.

Geçenlerde bir toplantıya katıldım. Herkes ciddi, kimse gülmüyor. Hani öyle bir ortam ki, biri ağzını açtığında, hepimiz sessizce dinliyoruz.

Biraz aniden, hafifçe gülümsedim ve dedim ki:

Ben: “Ya arkadaşlar, toplantı yerine bir tiyatro salonuna mı geldik, yoksa gerçekten çözüm üretiyor muyuz?”

Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra ortamı yumuşattım, birkaç gülüş kaynadı, ardından gerçekten derin bir konuşmaya başladık. İşte bazen “güzel konuşmak”, ortamın havasını dengelemek demek de olabilir.

4. Kendi Kendine Konuşmak: İç Ses ve Sosyal Hayat

Akıcı ve güzel konuşmanın sırrı, her şeyden önce kendinle barışmakta. İnsanlar bazen ne söylediklerini, neyi nasıl ifade ettiklerini tam anlamayabilir. Ben de çoğu zaman iç sesime kulak veriyorum.

İç Ses: “Şu an kendini fazla mı ön plana çıkardın? Ne dedin sen? ‘Yönetim, sistem’ diye…”

Ama, işte orada bir fark var: İç sesinle konuşarak kendini keşfetmen, dışarıya doğru daha etkili bir şekilde konuşabilmeni sağlıyor. Konuşmalarımda bazen başkasını güldürürken, bir yandan da içsel dünyamla bağlantı kuruyorum. Çünkü unutma, akıcı ve güzel konuşmak demek, sadece dışarıya değil, iç dünyana da düzgün iletişim kurmak demek.

5. Sonuçta “Akıcı ve Güzel Konuşmak” Ne Demek?

Evet, akıcı ve güzel konuşmak bir sanat! Bu, kesinlikle yalnızca güzel kelimeler ve doğru cümlelerden ibaret değil. İçtenlikle, bazen fazla düşünmeden ama her zaman samimi bir şekilde konuştuğunda, işte o zaman “güzel konuşmak” dediğimiz şey gerçek anlamına gelir. İzmir’de olmak da ayrı bir avantaj tabii. Çünkü burada, doğallık ve samimiyet her şeyin önündedir. İster akıcı ol, ister olma, kimse seni yargılamaz.

Sonuçta, asıl mesele şudur: Akıcı ve güzel nasıl konuşulursa konuşulsun, senin içindeki gerçek konuşma tarzın seni yansıtır. Ve unutma, o tarz seni kimseye değil, sadece sana yakışan hale getirir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet güncel giriş adresipartytimewishes.netbetexper girişsplash